Ekim11 , 2024

Arnica Art Land Sanat Çalıştayı: Doğduğu toprağa akan sanat…

İlgili Yazılar

Sınırları Aşan Bir Beğeni Olarak Saz Üslubu ve Ressam Şahkulu

Boyanmamış renksiz kağıtlara, mürekkeple hafifçe renklendirilmiş hareketli desen ve...

Bihrat Mavitan’ın düş yolcuları

Galeri Selvin’deki Bihrat Mavitan heykel sergisi, kentin hareketli kültür...

“Her roman bana yaşamak için bir neden sunuyor”

Son yıllarda özellikle Alâmetler Kitabı ve Dünyadan Aşağı kitaplarıyla...

“Sanat eseri, sosyal statü göstergesi değil, iç mutluluk aracıdır”

Sanat hukuku alanındaki çalışmaları ve eser sahiplerinin haklarını korumaya...

Sanatı, tuvalden çıkıp zihinlere, duygulara uzanıyor

Sanat, ona bir kez olsun temas edenlerin peşini hiç...

PAYLAŞMAK GÜZELDİR!

Arnica Art Land Sanat Çalıştayı Kurucusu ve Danışma Kurulu Başkanı Senur Akın Biçer, bu yıl ikincisini gerçekleştirdikleri sanat çalıştayının ülkemizin sanat atmosferine kalıcı bir katkı yapmasını amaçladıklarını vurguluyor: “Sanatın hem beslediği hem de beslendiği topraklara yeniden aktığı çalıştayımız önümüzdeki yıllarda da yeni projelerle geliştirilerek geniş kesimlere ulaşacak.”

HAZIRLAYAN: HALİME SÜREK KAHVECİ

Mersin’in Borcak Yaylası’nda gerçekleştirilen 2. Arnica Art Land Sanat Çalıştayı, üç haftada toplam 50 sanatçının katılımıyla gerçekleştirildi. Dergimizin de imtiyaz sahibi olan Arnica Art Land Sanat Çalıştayı Kurucusu ve Danışma Kurulu Başkanı Senur Akın Biçer süreci değerlendirirken yeni hedefleri hakkında da bilgi verdi.

“Sanatın içinde doğdum, büyüdüm. Sanat hem kişileri hem toplumu iyileştirir, dönüştürür ve güçlendirir. Markalaşmaya bakış açımız da topluma yönelik sorumluluk bilincimizi her zaman bize hatırlatıyor.”

“Sanatı ne kadar çok konuşursak dönüştürücü ve iyileştirici gücünü o kadar yaymış oluruz”

Doğanın; sanatı, paletteki renkleri, tuvale atılan fırça darbelerini özlediği bir yer varsa orası Mersin’in Borcak Yaylası olabilir…
Sanatın sadece büyük kentlere dair bir uğraş olmaktan çıkıp toplumun geneline yayılmasını, sanat okuryazarlığını artırmayı, Mersin’in adını sanatla özdeşleşen bir kent haline getirmeyi amaçlayan Arnica Art Land Sanat Çalıştayı’nın ilki, geçen yıl düzenlenmişti. Bu yıl Türkiye’nin yanı sıra Rusya, İran, Fransa, Azerbaycan, Makedonya, Birleşik Arap Emirlikleri, Başkiriya ve Suriye’den katılan sanatçılar, Borcak Yaylası’nda 14 Temmuz – 4 Ağustos arasında birer haftalık üç dönem halinde düzenlenen ikinci çalıştayda buluştu.
İlk çalıştayın hemen ardından dergimizin de imtiyaz sahibi olan iş insanı ve sanatçı Senur Akın Biçer ile yaptığımız söyleşide Arnica Art Land Sanat Çalıştayı Projesi’nin tüm ayrıntılarını konuşmuştuk. Bu yılki söyleşimizi de ikinci çalıştaydan sonra gerçekleştirdik. Peki, ne gibi yenilikler oldu çalıştayda ve bizi projenin yeni adımlarında ne gibi farklılıklar bekliyor?

Senur Akın Biçer, kardeşi Serhan Akın ile birlikte , babaları merhum sanayci Hasan Akın’ın portresi önünde.
Senur Akın Biçer eşi Yavuz Bİçer ile birlikte heykeltıraş Selçuk Yılmaz’ın Kuşlar isimli eserini inceliyor.

Arnica Art Land Sanat Çalıştayı Kurucusu ve Danışma Kurulu Başkanı Senur Akın Biçer ilk söz olarak kardeşi Serhan Akın ile birlikte markanın da kurucusu olan babaları Hasan Akın’ın anısını “sanat” yoluyla da yaşatmak istediklerini belirtiyor: “Babam mühendis olmasına karşın tasarımcı yönü güçlü, estetik bakış açısına sahip bir insandı. Sanatın, yaratım gücünün önemini hep dile getirirdi. Biz de sanatın iyileştirici ve dönüştürücü gücünü topluma yaymayı hedefleyen bu projemizi onun anısına saygı olarak görüyoruz.”
Sıklıkla karşılaştığı bir soru ile devam edelim. “Neden bu işe girdiniz? Niye sanat ile uğraşıyorsunuz?” Neredeyse hiç düşünmeden “Çünkü sanatın içinde doğdum, büyüdüm. Sanat hem kişileri hem toplumu iyileştirir, dönüştürür ve güçlendirir. Markalaşmaya bakış açımız da topluma yönelik sorumluluk bilincimizi her zaman bize hatırlatıyor. Biz hem aile hem de marka olarak buna inandığımız için buradayız” diyor. Neden Mersin, Borcak Yaylası? Bu sorunun cevabı da şöyle:
“Çalıştayın yapıldığı yaklaşık 30 dönümlük bu ormanlık arazi ve üzerindeki ev, babam için çok kıymetliydi. Burayı yaparken her şeyle kendisi ilgilendi. Her köşesi için çok özendi. Şimdi fark ediyorum ki aslında burayı bir aile evi olarak bize hazırlamış gibiydi. Çünkü çok özendiği bu arazide ancak iki yıl yaşayabildi. Onu ani bir şekilde kaybettikten sonra biz de duygusal nedenlerden dolayı bir süre buraya gelemedik. Ancak onu anmanın en iyi yolu, onun çok sevdiği uğraşlarla olacaktı. İstanbul Avcılar’daki fabrikamızın silolarını sanatsal objeye çevirmek için bir araya geldiğimiz küratör sanatçı Denizhan Özer’in çalıştay projesi önerisiyle Mersin Borcak Yaylası’ndaki bu arazide Arnica Art Land Sanat Çalıştayı’nı hayata geçirmeye karar verdik. Hem geçen yıl hem de bu yıl çalıştayımıza katılan tüm sanatçılarımıza ailem adına şükranlarımı sunuyorum.”
Çalıştayın Mersin’de gerçekleştirilmesinin bir diğer nedeni de sanatın sadece büyük kentlere sıkışıp kalmasını önlemek, Mersin’in adını sanatla anılan bir kent haline getirmek ve uluslararası sanat platformlarında ülkemizin adının etkin şekilde duyurulmasını sağlamak. Geçen yıl olduğu gibi sanatçı listesi belirlendikten sonra her sanatçının çalışmayı arzu ettiği boyalar, tuval ölçütü ve malzemeler listelenmiş. Her birine özel çalışma kutuları hazırlanmış. Bu hazırlıkların titizlikle yürütülmesinin çalıştay başarısında önemli bir etken olduğunun altını çiziyor Senur Akın Biçer.

Kemal İskender, Erol Batırbek, Yalçın Gökçebağ, Senur Akın Biçer, Çetin Bilgin ve Resul Aytemür sohbet ederken (soldan sağa)

YAYLADA DA SANAT VARDI, FABRİKADA DA

Bu yıl ressamların yanı sıra heykeltıraşların da katıldığı çalıştayda eserler hem Borcak Yaylası’nda hem de Arnica’nın Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikasında üretildi. Ortaya çıkan her eserde kendine ve ailesine dair çeşitli parçalar bulduğunu anlatan Senur Akın Biçer, bir ressamın tablosunda babasının en sevdiği yeşil tonlarını görmekten, diğerinde bir çocukluk anısına yolculuk etmekten duyduğu mutluluğu da dile getiriyor. Ona göre çalıştaya katılan her sanatçı, kendine dair bir parçayı da burada bırakmış. Sanki, bazı ağaçlar orada resim yapan sanatçıların dinlediği müziğin notalarını da tutuyor köklerinde. Bazı çiçekler taç yapraklarına en yakın rengi oluşturan ressamların fırça darbeleriyle yaşamlarına bir de tuval üzerinde devam ediyor belki.
Senur Akın Biçer, çalıştay boyunca her hafta farklı üslup ve malzemelerle çalışan sanatçılarla bol bol sohbet etme fırsatı yakalamaktan da mutlu olduğunu belirtiyor. Özellikle ilk hafta, Türk resminin usta kuşağından isimlerle yapılan sanat sohbetlerini “Her biri Akademi’de bir ders gibiydi” diye anlatıyor. Sadece bugünün sanatına dair olmayan, ülkemizin sanat yolculuğunun nasıl geliştiğini ortaya koyan bu sohbetler, aynı zamanda genç Cumhuriyet’in sanata verdiği önemin izini sürmek için fırsat olmuş. Çalıştayın etkinlikleri arasında yakın çevredeki önemli tarihi ve kültürel yapıların ziyaret edildiği geziler de yer aldı. Senur Akın Biçer, bölgeye ilk kez gelen sanatçıların bu sayede Mersin ve Tarsus’u daha yakından tanıdığını anlatıyor.

Çalıştaya katılan sanatçılarla sohbet etme fırsatı bulduğu için mutlu olduğunu anlatan Senur Akın Biçer, Nedret Sekban ile.

KUŞAKTAN KUŞAĞA MİRAS,
SANAT SEVGİSİ

Sözlerinde sıklıkla vurguladığı gibi sanat sevgisi, onlara babalarından kalan bir miras. Bu çalıştay ise bu mirası sonraki kuşaklara taşıyacak bir halka. Sanat projelerinin ailenin üçüncü kuşak temsilcileri için heyecan verici olduğunu dile getiren Senur Akın Biçer, “Bu projemiz ayrıca büyük Arnica Ailemize de emanet. Onlar başından bu yana Arnica Art Land Projemizi büyük bir sevgi ve özveriyle sahiplendi. Tüm hazırlıklarda emekleri var. Bu nedenle geçen yıl olduğu gibi bu yıl da eserlerimiz ilk olarak Tarsus fabrikamızda sergilendi. Orada eserlere gösterilen ilgi ve sahiplenme bizim için çok kıymetli” diyor.

Senur Akın Biçer ve Ahmet Yeşil.

Sanat çalıştayı projesinin uzun soluklu bir çalışma olduğunu vurgulayan Senur Akın Biçer, önümüzdeki yıla dair çalışmaları hakkındaki notlarını da şöyle paylaşıyor:
“Bu yılki deneyimin ardından projemizi zenginleştirecek yeni unsurları da planlamaya başladık. Çünkü soru sormaktan hiç vazgeçmiyoruz. Sanatı toplumun geneline nasıl yayarız? Genç sanatçılarımıza nasıl fayda sağlarız? Sanayi, sanatta buluşabilir mi? Toplumun sanat okuryazarlığının artmasına nasıl katkı koyarız? Tüm bu soruların ardından sanat çalıştayı projemiz de daha katmanlı bir yapıya ulaşıyor. Önümüzdeki yıldan itibaren Borcak Yaylası’na çalıştaya katılmak amacıyla gelen sanatçıları bölgedeki sanatçılarla da buluşturacak atölye ziyaretleri gibi buluşmalar planlayacağız. Mersin’de sanat gezisi rotası oluşturmayı da hedefliyoruz. Sadece Mersin değil civardaki illerin sanatseverleriyle genç sanatçılarıyla buluşarak ivmemizi artıracağız.”
Bu yıl ayrıca hem Borcak Yaylası’nda bir sanat sohbeti düzenlediklerini hem de Ahmet Yeşil Sanat Galerisindeki sergi öncesinde düzenlenen panelde Mersinli sanatseverlerle bir araya geldiklerini kaydeden Senur Akın Biçer, “Bu buluşmaları daha sık yapacağız. Sanatı ne kadar çok konuşursak dönüştürücü ve iyileştirici gücünü o kadar yaymış oluruz. Paneldeki başlığımızı hatırlatarak devam etmek isterim. Biz bu yıl çalıştayımız için ‘Doğduğu toprağa akan sanat’ dedik. Sanatın hem beslediği hem de beslendiği topraklara yeniden aktığı çalıştayımız önümüzdeki yıllarda da yeni projelerle geliştirilerek geniş kesimlere ulaşacak. Bundan sonra da bu ilişkinin güçlenerek devam etmesi için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz” diye konuşuyor.

Yeni dostlukların kurulduğu, hayatın akışında sanatın konuşulduğu bir çalıştay

2. Arnica Art Land Sanat Çalıştayı hem uzun süredir görüşemeyen dostları buluşturdu hem de ilk kez karşılaşan, yeni tanışan sanatçılar arasında güçlü dostluk bağları kurulmasını sağladı. Çalıştaya, ülkemizin yanı sıra Rusya, İran, Fransa, Azerbaycan, Makedonya, Birleşik Arap Emirlikleri, Başkiriya ve Suriye’den sanatçılar katıldı.

Mersin’in Borcak Yaylası’nda düzenlenen Arnica Art Land Sanat Çalıştayı’nda yine doğa tuvale yansıdı, paletlerdeki renkler doğayla özdeşleşti. 14 Temmuz – 4 Ağustos 2023 tarihleri arasında birer haftalık üç dönem halinde gerçekleştirilen 2. Arnica Art Land Sanat Çalıştayı’na, Türkiye’nin yanı sıra Rusya, İran, Fransa, Azerbaycan, Makedonya, Birleşik Arap Emirlikleri, Başkiriya ve Suriye’den 50 sanatçı katıldı. 14 – 21 Temmuz haftasında Türk resminin usta kuşak sanatçılarının ağırlıklı olduğu çalıştayda, aynı zamanda sanat sohbetleri de gerçekleştirildi. 21 – 28 Temmuz haftasında ise heykeltıraşlar Arnica’nın Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesindeki fabrikasında eserlerini üretti, ressamlar yine Borcak Yaylası’ndaydılar. 28 Temmuz – 4 Ağustos tarihleri arasında ise Türk resminin usta, orta ve genç kuşak sanatçıları, farklı üslup ve tekniklerini yansıttıkları eserler ortaya koydu. Bu yıl ayrıca Ahmet Yeşil, Vahid Novruzov, Kemal İskender, Resul Aytemür ve Veysel Günay’a Arnica Art Land plaketi sunuldu. Çalıştay hem uzun süredir görüşemeyen dostları buluşturdu hem de ilk kez karşılaşan sanatçılar arasında güçlü dostluk bağları kurulmasını sağladı.

Çalıştay hakkındaki bu kısa açıklamadan sonra sözü önce Arnica Art Land Sanat Çalıştayı Artistik Direktörü Küratör Denizhan Özer’e ardından sanatçılara bırakalım…
Denizhan Özer, “Geçen yıl ilk denemesini gerçekleştirdik. Çalıştayımızda bu yıl da birer haftalık süreçler planladık” diye başladığı sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Güzel, samimi bir ortam yaratmaya çalıştık. Atatürk’ün ‘Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır’ sözünü sanata uyarladık. Çünkü Türkiye’de sanat deyince akla İstanbul geliyor. Oysa İstanbul periferisinin dışına çıkmak gerekiyordu. Senur Hanım, Borcak Yaylası’nda onlar için büyük bir ailevi öneme sahip bu alanı, sanata açtı. Arnica Art Land, çalıştay olarak dünya standartlarında bir çalıştaydır. Katılan sanatçıların sadece resim yaptığı bir sanat alanı değil, kendilerini geliştirdiği, dostlukların oluştuğu, hayatın akışı içinde sanatın konuşulduğu bir çalıştay.”

Arnica Art Land Sanat Çalıştayı Artistik Direktörü Denizhan Özer, yoğun geçen 3 haftanın ardından kalan duygunun mutluluk olduğunun altını çiziyor.

HER GRUBA SERTİFİKA TÖRENİ

Üç haftada üç önemli sanatçı grubu ağırlandı. Karşılama yemekleri, uğurlarken sertifika ve plaket törenleri düzenlendi… Bu üç haftadan geriye kalan duygu ne? Denizhan Özer bu soruya “Mutluluk” diye cevap verdi:
“Usta, orta kuşak ve genç sanatçıları çağırdık. Hepsi kendilerine göre en iyi eserleri ortaya koydular. Ondan dolayı mutlu oldum. Yurt dışından gelen sanatçıların Türkiye’de böyle bir çalıştayı görmekten mutlu olduklarını söylemesi mutlu etti. Çok sayıda çalıştaya gidenler vardı aralarında. Bu kadar organize, profesyonel bir sanat alanı görmediklerini söylediler. Doğal olarak bu bizi mutlu ediyor. Burada çalışma sistemimiz içinde bir profesyonellik var. Sanatçıların seçimi, yapıtların ortaya çıkması, onların yorumlanması, sergilenmesi, buranın görünürlüğü için bir çaba sarf etmek. Profesyonellik çerçevesinde olmasından mutlu oldum. Sanatçı arkadaşlarımın hepsine teşekkür ediyorum. Herkes kendi tarzında nitelikli güzel yapıt üretti. Olabilirliği, bir şeyi başarmayı, bir şeyi yapabilecek durumda olduğumuzu da gördüm.”