Temmuz6 , 2025

İstanbul Tiyatro Festivali başlıyor

İlgili Yazılar

Kibele’den Aba Sultan’a, Doğduğu Toprağa Akan Sanat

Sanatın farklı disiplinlerini kapsayıcı bir platformda bir araya getirirken,...

5. İstanbul Dijital Sanat Festivali’ne geri sayım…

Türkiye’nin en büyük dijital sanat etkinliklerinden biri olan İstanbul...

Türkiye’de Gece Müzeciliği: Tarih Ay Işığında Canlanıyor

Türkiye, 1 Haziran - 1 Ekim 2025 tarihleri arasında...

Mimarlar, iç mimarlar ve tasarımcılar FDI İstanbul için bir araya geldi

İç mekân tasarımında sınırları zorlayan fikirler ve çarpıcı yenilikler,...

PAYLAŞMAK GÜZELDİR!

25. İstanbul Tiyatro Festivali, 22 Ekim – 20 Kasım tarihleri arasında yurt dışından ve Türkiye’den toplam 25 tiyatro, performans ve dans gösterisini ağırlamaya hazırlanıyor.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Koç Holding Enerji Grubu Şirketleri Aygaz, Opet ve Tüpraş sponsorluğunda düzenlenecek 25. İstanbul Tiyatro Festivali, 22 Ekim’de başlıyor. “Bu Zamanda Tiyatro” sloganıyla yola çıkan festival, fiziki yapımlardan çevrimiçi gösterimlere, “kulak tiyatrosu”ndan çocuk oyunlarına, beyazperde gösteriminden ücretsiz takip edilebilecek panel, söyleşi ve okuma tiyatrolarına uzanan zengin bir programla izleyicilerle buluşuyor.

Festival kapsamında izleyici ile buluşacak oyunlardan biri de John Fowles tarafından yazılan Koleksiyoncu eserinin tiyatro uyarlaması. Mark Healy tarafından uyarlanan ve Eyüp Emre Uçaray’ın yönettiği Koleksiyoncu’da Ayfer Tokatlı ve İlyas Özçakır rol alıyor… Oyun, 10 Kasım ve 11 Kasım tarihlerinde Profilo Kültür Merkezi’nde izleyiciyle buluşacak.

Koleksiyoncu, tutkulu bir kelebek koleksiyoncusunun, sahip olma güdüsünü; saplantılı ve tek taraflı bir ilişkiye taşımasının gerilim yüklü öyküsü… 20’li yaşlarının sonundaki Frederick Clegg’in genç ve güzel, sanat öğrencisi Miranda’yı alıkoyarak adım adım ilerleyen bir psikolojik ve fiziksel şiddete maruz bırakışını, seyirciyi de bu tehlikeli oyuna ortak ederek anlatıyor Koleksiyoncu. İngiliz edebiyatçı John Fowles’un çarpıcı romanından, Mark Healy tarafından sahneye uyarlanan oyun; tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi “sessiz kalarak suça ortak olanlara” dikkat çekiyor. Eyüp Emre Uçaray’ın yönettiği eser, tarihten günümüze süregelmiş olan sınıflar arası çatışmanın ve insanın sahip olma arzusunun yarattığı yıkım üzerinden ve “kadın-erkek” ilişkisi motifiyle, seyircisini katmanlı bir tartışmaya davet ediyor. Clegg, Miranda’nın bedeni ve zihnini -tıpkı koleksiyonuna kattığı kelebekler gibi- zapt ettikçe, Miranda da kurtulmak için verdiği direnişte yalnız kalır. Seyirci, farkına bile varmadan kendisini Clegg’in takıntılı eylemlerinin “suç ortağı” konumunda bulurken; eylemlerini doğal ve haklı olarak gören Clegg, seyirciyi karşısına “müttefik” olarak yerleştirir… #sanat #ithafsanat #iksv