Temmuz27 , 2024

İtalyan ressam ve mimar Rafael’den Atina Okulu

İlgili Yazılar

Türk sanatının zarif temsilcileri

Geleneksel Türk sanatlarının ve kültürünün yaşatılmasında, dünyaya tanıtılmasında büyük...

“Biz onu en çok siyah beyaz görüntülerinden sevdik…”

“İlk işimiz Atatürk belgelerini kurtarmak. Bunu bu ülkeye ve...

Bir nesil onun sesiyle büyüdü: Jeyan Tözüm

Tiyatro, sinema ve seslendirme bütün olarak bir insan olsaydı...

“Fotoğraf, benim için müthiş bir terapi aracı oldu”

Uzun yıllardır fotoğraf sanatı ile ilgilenen iş insanı Serhan...

“Fotoğraf makinem, fırçam; yaşamın kendisi ise boyalarım oldu”

Çektiği fotoğraf karelerine yaptığı dijital müdahalelerle ortaya koyduğu eserlerinde...

PAYLAŞMAK GÜZELDİR!

İNCELEME: @ResimVesaire

Raffaello Sanzio da Urbino (1483-1520)

Rönesans sanatının en ünlü şaheserlerinden biri olarak kabul edilen bu duvar freski, Vatikan’daki müzenin, günümüzde Rafael Odaları olarak bilinen dört odasından birinde yer alıyor. Rafael bu freskleri, Papa II. Julius’un siparişi üzerine yapmış.

Rafael bu eserinde, farklı zamanlarda, Efes, Sinop, İran, Endülüs, İskenderiye, Kıbrıs, Sisam, Atina gibi çok farklı coğrafyalarda yaşayan, antik çağın en ünlü filozof ve bilim adamlarını aynı çatı altında toplamış.

Atina Okulu freskinin bulunduğu odanın her bir duvarının ayrı bir teması var: Felsefe, teoloji, şiir ve hukuk. Atina Okulu, felsefeyi temsil ediyor.

Rafael, eserinin tam ortasına, gelmiş geçmiş en büyük iki filozofu, Eflatun (solda) ve onun öğrencisi Aristo’yu yerleştirmiş. Rafael’in, yüzünü Leonardo da Vinci olarak resmettiği Eflâtun, bir elinde Timaeus isimli kitabını tutarken diğer eliyle gökyüzünü işaret ediyor. Yanındaki Aristo ise bir elinde Ethics kitabını tutuyor, diğer eliyle yeri işaret ediyor. Her ikisinin ellerinin bu hareketi, Eflatun’un idealizmini, Aristo’nun gerçekçiliğini simgeliyor.

En solda, aşağıda, elindeki deftere bir şeyler yazan, Pisagor Teoremi ile bildiğimiz, sayıların babası Pisagor var.
Aristo’nun öğrencisi Büyük İskender’e (başında miğfer olan) hararetli bir şekilde bir şeyler anlatan figür, Eflatun’un hocası, ünlü filozof Sokrat (yeşil kıyafetli).
Merdivenlerin önünde, ortadaki yalnız figür ise Heraklit. Rafael’in kendisi Rafael Odaları’nı boyadığı sırada, Mikelanj da hemen yan taraftaki Sistine Şapeli’nin tavanını boyamaktaymış. Tavan fresklerini gören Rafael o kadar çok etkilenmiş ki bu eserine, yüzünü Mikelanj’a benzettiği Heraklit figürünü sonradan eklemiş. Rafael, yaşadığı dönemde insanların aptallığına çok ağladığı için “Ağlak Filozof” olarak anılan Heraklit’i burada da üzgün bir yüz ifadesiyle resmetmiş.

En sağda, aşağıda, çevresindeki öğrencilere kendi ismini taşıyan meşhur teoremini anlatan Öklid’i görüyoruz. Rafael, Öklid’i, kendisini Papa II. Julius’a tavsiye eden mimar Bramante’ye benzetmiş.
Öklid’in hemen arkasında, sırtı bize dönük figür, matematikçi, astronom ve coğrafyacı Batlamyus. Onun karşısında, yüzü bize dönük figür ise Zerdüştlüğün kurucusu Zerdüşt. Ellerinde yeryüzü ve gökyüzünü simgeleyen küreler var. Rafael zamanına kadar Batlamyus’un herhangi bir büstü veya resmi olmadığı için, yüzü görünmeyecek şekilde resmedilmiş.
Merdivenlere uzanan figür, Atina sokaklarında içinde yaşadığı fıçıdan başka bir varlığı olmayan ve Büyük İskender’in, ismini duyup kendisini görmeye gittiği ve bir isteği olup olmadığını sorması üzerine “Gölge etme, başka ihsan istemem” diyen filozof Diyojen.

Öndeki yer süslemeleri, ortadaki merdivenler ve arkada art arda sıralanan kemerleriyle mükemmel bir perspektifle resmedilen bu freskteki 59 figür içinde, sadece birkaç figür bize bakıyor.

Bu freskteki 59 figür içinden bize bakanlardan biri, resmin en sağında, Batlamyus ve Zerdüşt’ü dinleyen Rafael… Yani ressamın ta kendisi!

İskenderiyeli filozof, matematikçi ve astronom Hypathia, freskteki tek kadın figür. Papa’nın bu figüre karşı çıkacağını düşünen Rafael, bu koyu tenli Mısırlı figürü, açık tenli ve yüz hatları Papa’nın yeğenine benzeyecek şekilde çizmiş ve figürlerin arasına yerleştirerek kamufle etmiş.

Zamanında Papa’nın özel konutunun bir parçası olan bu odalar, ziyaretçilerin gezebileceği sırayla, Konstantin Salonu (Sala di Costantino), Heliodorus Odası (Stanza di Eliodoro), Atina Okulu’nun bulunduğu İmza Odası (Stanza della Segnatura) ve Borgo’da Yangın Odası (Stanza dell’Incendio del Borgo).

Atina Okulu’nun bulunduğu İmza Odası denmesinin sebebi, kilisenin en önemli belgelerinin imzalandığı ve mühürlendiği yer olması.